31.12.09

kendi kendine mim

yılın yarışması : yemekteyiz ve var mısın yok musun arasında bir kapıştırma yapıp yemekteyiz'i seçtim.

yıllın adamı : her yerden,her delikten,herkesin ağzından başka seslerle duyulan isim Serdar Ortaç.

yılın politik olayı : ergenekon.

yılın romantik olayı : tan-öz bileşimi

bu senenin başlığı : dost kazığı neticesinde oluşmuş sarkastik,histerik,nevrotik kahkaha.

yılın blog olayı : kendimin bir ritüeli sona erdirip seyrekzamanlar isimli blog'u açmam. sevilmedi o ayrı :)

RC ile en güzel anektod : Taksim-Levent metro durağında benim metroya binip onun binememesi.

Nurejew ile en güzel anektod : Acıdı ! :))

2009'a kadar RC'den başka yaşayan en iyi hatun : Kate Moss

2009'a kadar benden başka yaşayan en iyi er kişi : bilmiyorum. Blah Blah belirlemeli.

2010 ? : bu sene bir başka olacak diye ümit edip. yine sıradan ve lanet geçecek sanırım.

Victoria's Secret : Ölümüne izleyeceğim

Ünlü olmak : 2010

2009'un değişen olayı : Dersaadet kapandı.

2009'un en atarlı kişisel iletisi : Hayat ne garip değil mi ? Sana bile insan diyorlar.

2009'un akıllara durgunluk veren ikili olayı : Viyan bir sevgili buldu.

2009'un en talihlisi : Gülben Ergen .3 êrkek varis !

Bu akşam sarhoş olmalıyım çünkü : 2010 mayhoş geçmeli.

2009'da Kendimi .....'dan daha eksik hissettim çünkü .... . Esra-Ceyda ikilisinden , Onların bile programı var.

2010'da kim beter olmalı ? : Geride bıraktığım ve bırakacağım herkesin eline yüzüne lanet gelsin. Ki geliyor o ayrı.

2009'un ekranın en başarılı yüzü : Yemekteyiz Çiğdem.

2009'un en iyi ,

film : Milk
akademisyeni : Dr. Umut Omay
müzik : Mika - Love Today
video : La La La Human Steps - Amelia ( Nurejew sağolsun )
poposunu göstermeden mini etek sallayanı : Yeliz Yeşilmen.
hediyesi : Elif Meltem Çifçi
en markası : Neslişah Çetin
en değişen değişmezi : Ritmocaliente
en değişik insanı : Nurejew
en g.tümü toplayanı : Muss


değişmeyen en mükemmeli : Kendim :)))


iyi güzel hoş yıllar.

Ritmocaliente ile yanyana yeni yıla girmek vardı şimdi.


defol git 2009 .

28.12.09

dar dar dar dar dar

2 damla yağmurda, 4katlı bir yapı nasıl girişteki kantininden su akıtır.
bu kadar soğuk mu olur. teksas'daki çalılıklar eksik bu ayazda.
hocalar nemrut.
wc kapı kolu yok.
sabun yamalak modda.
herkes oxford, harvard öğrencisi edasında
fakülte arasında geçişin "resmi" olarak onandığı bir okul.
yağmurda koridor alibeyköy'den farksız. ayamama deresi edasında balçık kaplı.
kapılar kırık. duvarlar patch-work edasında boyalı.
dersler montlu eldivenli.
yemekleri multi ucuz.
manzarası super.
içi boş dışı hoş
okulum


ISTANBUL UNİVERSİTESİ !!!

sende birgün biteceksin

ve mutlu olacağım.

çünkü

özlenmelisin artık.

sabah gerdiler.

finaller başladı gün itibariyle. yine anlamsız bir sürü kavramın ezberlenip unutulma süreci. keza karşımda "çalışkan" arkadaş muss meltem'ime sosyal diyalog, korporatizim, endüstriyel demokraside kavram çatışmasını açıklamakta. ve ben yine manasızca öğreniyorum. niyeyse böyle kafasını koparasım var birisinin.yüzüne kezzap atasım. tek istediğim sınavın kısa olması. keza dr. oz ve her yıldıza bir altın yarışmasının tekrarlarını kaçırmak istemiyorum. derya baykal'ın eski sütyenden büstiyer, kullanılmış prezervatiften sabunluk yapmasını, eski havludan pareo yapıp yapay havuz içinde mayosunu değiştirmesini kaçırmak istemiyorum.

ne günlere kaldık te-allam !!!


bana bolşans dilesene.

keza

üşüsene !!!

22.12.09

keytmos


14 yaşında abd'den ingiltere'ye dönerken keşfedilmedim.
18 yaşında calvin klein'ın vazgeçilmez yüzü olmadım.
bir derginin 14 farklı reklamında benim yüzüm görülmedi.
ben hiç bedensiz olmadım.
benim her daim insana kendini sorgulatacak bakışlar atmadım.
genç yaşta milyon dolarlarım olmadı.
benim hiç yanımdaki kızlar benden çirkin olmadı.
johnny depp ile destan bir aşk yaşamadım.
coni için intihar etmedim. kokain kullanmadım.
günde 60-80 sigara içmiyorum.
benim bir kız çocuğum yok.
benim top-shop'ta kreasyonum yok.
benim kraliyet topraklarında evim yok.
bu yüzden bana lady/sir demiyorlar.
freud'un torunu benim yağlıboya tablomu yapmadı.
beymen çekimleri için özel davet almadım.
ben kokain kullanırken yakalanmadım.
bu milyarları etkilemedi.
dünyaları kaybetmedim bundan dolayı.
ve ben tekrar küllerimden doğmadım.


çünkü ben,


KATE MOSS değilim.

" nothing tastes as good as skinny feels "

21.12.09

bunu istiyorum.

memelerimin prim yapmasını,
şekilli bacaklarımın kapı açmasını,
çok zor derslerden geçmek için asistan ayartacak yeteneklerimin olmasını,
oturduğumuz mekanda hesapgeldiğinde makyaj tazelemek için lavaboya kaçmayı,
tınağım kırıldığı için üzülmek,
kaş bıyık ağda üçlüsü için endişelenmek,
yağmuru yediğimde seksi olmak,
sen beni sevmiyosuuuuuuuuun deyip trip atmak,
organizasyonlarda çalışırken en ballı amiane tabirle içinde amelelik olmayan işleri,

istiyorum.
evet bu kadar rahat olmak istiyorum
hı hı bunu istiyorum.

20.12.09

olsun be !

biz kardesken dunyayi yaktigimiz bulusmalardan birinde arka fonu olarak girdi hayatlarimiza. yorum'dan ugurlama kurt'tan anne'yi ULAStirdi bize.

Git gel,dinle,soyle... Alistirdi kendine bizi. oss'den kacma,yiginlari geride birakma,kendini bulma mekaniydi orasi.adi cingene bilirdik ama biz kadife koltuklarina,sevis meraklisi tamarasina,vurmali delisi tolga'ya,depocu hasan'a gitmez-dik-misiz.

Sigara arasinda derinlesirdi bakislari.cok icindeydi her seyi.birkac beylik laf.tam nokta atisi.delikanli isi dediklerinden.iste o gunlerden birinden beridir ki ben insan biriktiririm.cunku oyle dedi o.

Ilkay gidemem,yasemin aldi gitti,sukriye gucum yetene kadar,yorum dervis,uğurşama,nurettin SUS,tual kasim:),ahmet kumgibi,efkan ahuzarim,erdal saklimdasin,... bunlari onlar degil sadece o soyledi.o isledi.

Sonra zaman gecti.oss gecti.kactik kendimizden.bir gun sahil kenari ucuncu sinif bir turku evindeydik.tirsarak iceri girdigimizde,gozlerimizi dolduran herif ordaydi.o kadar siritiyordu ki...yara izi gibi.

Kopmamaya niyetliydik.sozde.gittik geldik yine.sonra kusturduler.dondu sirtini.bir gun alelade bir otobuste askere gidecegi haberini verdi.ondan ozendigim uzun saclari uc numara olmustu bile.sadece uzun donem yapacagi sikintisi vardi.bir de annesiyle kimin ilgilenecegi sorunsali...

onemsemedim o zaman.askerlik iste gidip gelecek dedim.15ay ne demekki zaten dedim. 3.ayda ozledim.sonrasinda baska bir hal aldi.

Aradan 3yil gecti.cingene yok,anadolu turku evi yok,menekse yok,carousel migros yok,98s yok.

Elimde birkac numara var.arada mesaj atiyorum iletilmiyor.hayatima sekil veren adam'a bi turlu ulasilamiyor.

Kaybetmek icin cok mu cocuktum-k diye dusunuyorum.

Ve kulagimda

'' sen hep uzaklara,yildizlara bakarken,ben kendimce aglayip,kalbimi kanatirdim'' demis bir Fatih abi var.

birde ''olsun be! Kendi siirini kendi yazsin hayat'' demişti .

18.12.09

bir iki üç üflee

bugünlerde daha çok anlıyorum,farkına varıyorum, hissediyorum ,...

16.12.09

I'm gonna be crazy in a few minutes ,Where is my dr ?

bir ekonomi-endüstri öğrencisinin maymun,babun,şempanze,teleskop,kuyruklu yıldız,damar tıkanıklığına bağlı olarak meydana gelen infraktüs,tarım ilaçları,kromozomyu bozulmuş gıdalar,nitrojen tepkimeleri,primatların incelenmesi ve primatoloji,AIDS,HIV+,frengi,bel soğukluğu, genel ev, cinsel tercihler ile ilgili sayfalarca çeviri "ödevi" yapmasına anlam veremiyorum.

ve aklıma geliyor ki bunlar;

dr. sıfatına sahip yetersiz ingilizcesi olan bir hocanın okuması gereken ve öğrencilerine vermiş olduğu ödevler.Neticede türkçesini okuyup rapor hazırlamak daha kolay !

sence ŞIK mı ?

13.12.09

kritik kriz (2009)

* herkes istediği hayatı yaşayamıyor,ama herkes istediği hayat için bir şey yapmıyor.

* hayatıma bale girmiş. daha doğrusu bale hayata girmiş.hayat düzen olmuş.sinir stres atılmış. şöyle hallenilmiş.

* iyi ki bitmiş, ucuz kurtulmuşum denilmiş gidenlerin ardından.

* yeni yeni insanlar girmiş hayata. kimisi çıkartılmış girdiği gibi.Fakat kalıcı olanlar olmuş. o imajı çizebilmiş birkaç kişi. bu segment'in en'i olan tanabay bey'e sevgiler iletilir.

* son bir kazık yenilmiş en yağsız ve çığlık attıranından, kazık kanırtmadan daha fazla (hoş daha ne kadar kanırtabilirdi bilemiyorum ) yollanıp gönderilmiş.

* meltem keşfedilmiş mesela bu sene. özlenilmiş tüm yaz. değer vermiş mesela hayata. sevmişim ben onu.

*bambaşka bir ritmocaliente tatmışım 2009yılının 3. çeyreğinden sonrasında . tadı kamaştırmış biraz ama hoşa gitmiş. böğürtlen gibi.

*dr. umut omay girmiş hayata.

*tansel şentürk hala omuz uzatabilmiş.

*staj yapmışım.
*çok çalışmışım
*okumuşum
*ziyadesiyle dinlemişim (mika,fray için nurejew'e teşekkürler )

*sigara üstüne sigara yakılmış. sarhoş olunmuş.sayıklanılmış.
*başa batü'le gülünmüş.

*ya noooolacaağudu ile destan yazılmış.o senin sorunun ile efsane dillenmiş.

*izmir'de shenoxy ile buluşmak rutin olmuş.
*Amerika'dan alınan DKNY gözlüğüm celal tarafından eti çocuk vapuru'nda kaybedimiş.büyük sorumsuzluk abidesi. çocuğum öldü sanki.bak yine sinirlendim. çemçük.

*vasat bir doğumgünü geçirmişim. çünkü en en sevdiklerimin hepsi değilmiş yanımda.oysa ki,alışmışım zira 28 haziran hep insanların işi çıktığı gündür. 14 eylül dünya arap atları günü bir bu iki.
* 28haziran dedikte ikiz kardeşlerim varmş benim.meğersem ben üçüzmüşüm.

*yakınlaşmalarım olmuş. tanışılmış tenlerle...
*ablam okulu bitirmiş.ev minderi olmuş.
*ben hala ünlü olamamışım. sadece küçük kitleler beni konuşmuş.
*barış berk bozyürük.nokta atışı adam.

*ritmo caliente ile metroya binmeye çalıştığımızda ben binip o binememiş ve fransız filmi yaşamışız.

*ana maria özlenmiş biraz.sadece kokusu burunda tütmüş,hafiften.
*çizimler yapılmış.kalem uzun aradan sonra tekrar ele alınmış.tatmin.

*kimilerinin damarı damar üstüne binmiş.
*kimisi koklu değişiklikler yapmış.
*kimisi gemi çapası gibi kuma saplanıp kalmış.

*kargo grubunun solisti mirkelam olmuş
*DtP kapatılmış.
*zam rekorları kırılmış
*AKM HALA AÇILMAMIŞ


*lady GaGa gelmiş dünyaya.
*arto ve inci avcıları dinlenmiş,deliler gibi.

*2009'un en garip bağ kurulan blog'u blah blah.
* en yaratıcısı methods
* düşündüren sufi saja

* levdumas.blogspot.com dinlenmeye bırakılmış ve bu adreste boy gösterilmeye başlanmış. her ne kadar seveni olmasa da :) güzel giysiler seçilip güzelce giydirilmiş olsa da..
olmuş.

* bugünlerde daha da netleşmiştir ki, yılın şarkısı Sezen Aksu'dan
MASUM DEĞİLİZ
'dir


AMA

Bu yıl da değişmeyen bir şey:


KENDİMİ ÇO...K SEVİYORUM.

10.12.09

gergin

aklı başında olan bir insan 17'de buluşma saati verip 16:43te 1.5saat sonra görüşelim demez.diyemez. hele o geçen 1.5 saat sonrasında ben eve geçiyorum sabah 11den beri yoldayım sende bana gel demez.diyemez.aradan geçen o 1saat sonrasında da telefondaki bağırış çağırışlarıma sen iyi misin diye sormaz.soramaz. sordurtmam.

parkeye yapıştırırım fukara sümüğü gibi !

7.12.09

ben biraz duygulandım da

RC'ye
Gwen Babies'e teşekkürler,hemen elimden tuttukları ve beni değerli bir aileye soktukları için.
  • Nurejew'e teşekkürler, önce arkadaş,sonra hoca,niahyetinde dost olduğu için.
Yağmur'a teşekkürler nerde ne şekilde destek,arkadaş,insan,... olmasını bildiği için.
Her şeyden önce bana kapıların sonuna kadar açtığı ve bana kendi efsanesini yaşattığı için
Günnur BAYBURT'a

ve daha belirtemediğim ve beni Sihirli Pabuçlar Bale Okulu'na ait yapan her şeye,herkese teşekkürler.


Levdumas

2.12.09

smyrna






gece 01:oo itibariyle yola çıkıldı. yoğun sis eşliğinde sabah 09:00'da can akrabalarla kucaklaşmalar,öpüşmeler faslından hemen sonra kahvaltı sofrasına oturulmuştu ki , gözlerim çakmak çakmak oldu. Çünkü BOYOZ ve GEVREK yanyana durmuş beni beklemekteydiler. 45 dakika sonra yağlı parmaklarımla kalan boyozun çıtırlarını tabağa pastırıp parmağıma alarak yuttum.



gevrek boyoz


bayramdır birinci gündür diyerek ilk gün el öpmece vs. ile geçti.

ikinci gün.karşıyaka'ya,ki gerçekten 351/2, kuzene kaçıldı. ve o an artık kesin karar verildi ki; bursa'nın yeşili ve antalya'nın narenciye merkezi sıfatları izmir'e verildi. keza her sokak başında limon,mandaline,nar ağaçları,yeşilin en has renginde ağaçlar,çimler,çiçekler mevcut.bu arada karşıyaka'ya giderken buca mevkii'nde rushmore dağı tadında atatürk'ün büstünün yapılması ayrıca tüylerimi diken diken etti.hoş korkutucu da geldi o ayrı.










karşıyaka'da vakit kaybetmeden ağam baklavaları'na koşuldu.baklavalara yumulundu.dudaklar parladı. bununla birlikte çıkarken hediye edilen baklava ayrıca gözleri dolu dolu yaptı.



karşıyaka'dan çıkıp pınarbaşı mezarlığı'nda can hala ziyaret edildi.birkez daha ne kadar özlediğimi farkettim.özledim çok.


kadifekaleikinci günün akşamında hep merak edilen fakat bir türlü gidilmemiş olan kadifekale'ye yani kale'ye çıktım.tek başına olmak ve akşam olması her ne kadar sağımı solumu kollama ihityacı yaratsa da o merdivenler çıkıldı ve körfez ayaklar altına alındı manzara izlendi.

üçüncü gün okuldan arkadaş shenoxy ile görüşülmek üzere daha istanbul'dayken sözleşilmişti. 105 no'lu otobüse binilerek konak yolu tutuldu. otobüs içindeki ve duraklardaki insanların yiyecekmiş gibi bakmasına alışmış olmasam da ,yadırgasam da, tıkır tıkır yolculuk yapıldı.Ve beklenen yere geldiğimde bir kez daha ege'nin incisi'nin izmir olduğunu hatırlattı,varyant.körfez manzarası hazmedilirken YKM'de inildi ve hemen karşı tarafta AKM(Atatürk Kültür Merkezi)'de shenoxy beklenmeye başladı.İşte o an aklımdan İstanbul'daki AKM'nin sessiz sessiz çürütülmesine rağmen İzmir AKM'nin afiş üstüne afiş asması kesinlikle İzmir'in gavurluğu'nun ispatı olduğu geçti !!!

shenoxy geldi.alsancak'a geçildi. kahveler içildi.izmir aşkından bahsedildi.sonra hooop izmir çocuklarının yanına kordon'da üsküdar çaycısı'na geçildi.hoş istanbul'dan gelip izmir'de üsküdar çaycısı'nda oturmak ince bir ironi oldu o ayrı.Ama üsküdar çaycısı'nda keyifli muhabbete basit ama etkili içecek curchill,kordon gürültüsü,hafif rüzgar,birde manzara eklenince soba kenarındaki kediden farkımız kalmadı. belirtmeden geçmeyeceğim üsküdar çaycısı'nın garsonları gayet kaba ama bir yerden sonra sallamıyorsunuz.
churcillüsküdar çaycısı

sonra biz acıktık.stafilina diye bir yere götürdüler. sokağa taşmış bir mekan.yemekler şık,ucuz,doyurucu.doydum :)
stafilina


kalkıp kıbrıs şehitleri caddesi'nde yürürken akşamı etmiş olmaktan kaynaklı son arzumu yerine getirdik shenoxy ile. Reyhan Pastanesi ve lalita.
lalita : levdumas'ın gözbebeği.
sipariş edilecekken kalmadı denildi.moral bozuldu.sonra başka bir tatlı seçmek için kalkıldığında son lalita görüldü.veee... :)

otobüse binildi.konak'ta inildi.285'e binildi.şirinyer'de inildi.forbes birkez daha gezildi.sonra anneanneye gidildi ve izmir gezmesi bitirildi.neticesinde 2saat sonra izmir'den istanbul'a doğru yola çıkıldı.

ve son olarak asyanın ve avrupanın incisi olma sıfatı istanbul'dan izmir'e verildi.

ah gavur izmir.

26.11.09

dikkatimi dağıtanlar.

* türkücü kamil sönmez, günde 87 bardak çay içiyormuş. (not:küsüratlı sayı ver salladığını anlamasınlar.)

* beyoğlu'nda bir pidecide, müşterinin pideye yağ süren ustaya "yağ olmasın" demesi,ustanın hiç duymamış gibi sürmeye devam etmesi,müşteri "usta yağsız olsun!" demesi üzerine ustanın "git işine! pide böyle olur!" diye cevap vermesi...
(yarıl yarıl yarıldım ortadan ikiye.73nolu otobüste kahkaha üstüne kahkaha attım.valla billa yaptım.)(uykusuz'dan)

* sis olunca istanbul rakıya benziyor. (uykusuz'dan)

* kriz : japonca'da 'tehlike' ve 'fırsat' anlamlarına gelen bu kelime, genellikle düşünüldüğü gibi her şeyiyle 'negatif' özellikte bir kavram değilmiş.

* ikea : Ingvar Kampard Elmtaryd Agunnaryd. IK sahibi EA bulunduğu köy-kasaba.Ama rastlantıdır ki, yunanca oikia ev, fincede oikea doğru anlamını taşımakta.çağrışım deyip geçmek lazım.

*" yolu olmayan ormanlarda mutluluk vardır, yalnız yürünen deniz kıyısında sevinç.Topluluklar vardır kimsenin zorla girmediği derin denizlerde, sesinde de müzik.İnsanı az seviyorum diyemem, ama doğayı (İzmir'i) daha fazla..."
LORD BYRON


*AKM'de 2008 Haziran başında başlayıp 17 ay sonra bitecek olan restorasyonun hala bitmemiş olmasına şuna bakın ki; icabında başlamamasına çok kılım. Eli kolu bağlayanın sonu hastanede bitsin !!!

* iett'nin koyun kokmasının anlamını bulamamış olmaktan,kafamdaki bu muğlak durumdan nefret ediyorum.(hat no : HTY15)

*taksim istiklal'de çıldırmış gibi alışveriş yapan, benim kotçumda 28beden erkek kotu bile bırakmayan insanları gördükçe krizin bizi teğetlediğine inanıyorum.

*yine istiklal'de şu havaya fırlatılan ışıklı aletlerin tümünü üretenin ... ...mak istiyorum.

* Drexel University mühendislik fakültesi dekanı türk kişisi Dr. Selçuk Güceri aldığı ödenekle abd-türkiye arasında öğrenci değişimi oranını artırıcı girişimlerde bulunuyor.tebrikler.alkışlar.

*Leonard Cohen ne güzel sese sahiptir. hah bir anektod ; türkiye'ye gelen leonard cohen'e israil'de konser verme diye pankart açılıp slogan atıldı. işin komiği leonard cohen bir israil çocuğu. bkz: cohen :))


ben izmir'e gidiyorum.

çok gezmeliyim çok.

iyi bayramlar...

24.11.09

bugün aklımdan geçmişler

* nasıl oldu bilmiyorum ama vize sonrası derse gittim.karşılığı müthişti.deli bilgiler.bir dönem tezi detayı konuşma fırsatı. sorbonne tartışması.seçtiğim uzmanlık dalıyla ilgili kaynaklar ve tavsiyeler edindim.

* öksürüğe,bağ çekilmesi,beyin sarsıntısı eklenerek,can havliyle alakasız ayakkabı alındı.bunu farkeden kasiyer.ikinci ayakkabıyı almam için üyelik kartına 15 yerine 40tl yükleme yaptı.(hiç yapmayabilirdi )

*geçenlerde ritmocaliente'nin yanına edebiyat fakültesine giderken iyi parçaymış diye laf attılar.tenhada kıstırılasım geldi :)

* Ritmocaliente'nin yanına giderken tramvay arkadaşım ismail YK idi.yalan değil !

*Bugün tramvayda fenalaşınca pardon oturabilmiyim dediğim amca in hava al dedi.insanlar nasıl katil olur !

*ankara, hacettepe,istanbul,ODTU,Boğaziçi üniversitelerine yükseklisansla ilgili mailler attım.gün içinde dönen iki üniversite oldu.biri ODTU diğeri kim bilin bakaliiim !!! bunun üzerine danışmanımın söylediği bizim okul zaten üniversite mi? bence yüksek lise. yorumu geldi.

* hanım kelimesinin han'dan geldiğini öğrendim. savaşa giden hanlar yönetimi eşlerine bırakırlarmış.ve rivayet odur ki; bir han vakti zamanında şöyle buyurmuş " ben sizin hanınızım,o da benim hanım! tabi ki o yönetecek ! " hoşuma gitti.

*husband da husbandry den gelmiş. husbandry ekip biçmek ziraat eylemek, husband(koca) da bunları yapanlara denmiş.ama günümüzde değişmiş.evrilmiş.

*sosyogenom nedir ? sosyal biyoloji ile sosyogenom aynı mıdır ? bu soru üzerine kafa patlatıp durmaktayım. bir de chicago ekolü üzerine birkaç araştırma ,atıf vb. yapmak lazım. ev ödevi :)

*cinko takviyesi, lahana turşusu,ciğer,kabuklu deniz mahsülleri ,özellikle kral yengeç, cinsel iktidarı koruyuca-artırıcı değerlermiş.

*ablamın yaptığı browni çok güzel olmuş.

*öksürmeyi sevmiyorum. sigarayı bırakabilirim.

*desperate housewives,merlin,how i met your mother, big bang theory,cold case gece yarısı aksatmdan takip ettiğim dizilermiş.

*birkaç gün sonra izmir'de olacak olmak.heyecan verici. görevimiz , boyoz,gevrek,konak pier,kordon,reyhan pastanesi'nde lalita,kumru!

* açıklanan sınavlarda 70in altına düşmedim.bundan sorna mustafalarda çalışacağım.daha ziyade tv izleyeceğim :)

*lavabodaki kimse biran önce çıkmalı.patlayacağım.

hasta olduğum için renklendirme yok.

bana geçmiş olsun.

23.11.09

Harvey ılık süt iç !


çağın ilerisinde geç kalmış bir direniş harvey milk'in direnişi!
gus van sant'ın muazzam yönetiminde sean penn'e 2009en iyi erkek oyuncu oscarı'nı kazandırmış film.geçen gün bir kere daha izlenip gözleri doldurmuş film. çağının dokusunu mükemmel işlemiş bir film.tartışılmaz ironiler taşıyan bu yapıt seyrekzamanlar'ın ilk5 filmine direkt girmiştir.ilk tek başına izlenmiştir.kimseye çaktırmadan hüngür hüngür ağlanmıştır.dünse RCden ve Nurejew'den dolu gözler saklanmıştır.

kim bu harvey milk ?

harvey bir gay. ilginç oluşu burda değil.gerçekten! harvey bu dünyada yeri,hakkı,söyleyecek sözleri olduğunun farkında olan bir gay.sigortacı.san fransico'ya taşınıyor-kaçıyor- scott'uyla. işte orda doğasının tarihini yazmaya başlıyor.seçimlere katılıyor.kaybediyor.katılıyor.kaybediyor.katılıyor.kazanıyor.

Anita taş koyuyor önüne.kaldırıyor.telefonlar geliyor tüm ülkeden.kıyıdaki hemcinslerini kurtarıyor.sonra yumuşak!!! bir savaşa başlıyor.california'da eşcinsel hakları diye bir kavramı oluşturuyor.10 kişinin 9undan evet! alarak!

1kişi hayır diyor. Dan White.Polis geçmişi olan white.ve bunun üstüne istifasını veriyor.sonra ne bok yediğini anlayınca istifasını geri çekmek istiyor ama kabul edilmiyor. cinnet o cinnettir ki.önce senato başkanını iki el ateşle 10 dakika arayla Harvey'i belediye binasında üç el ateşle,son kurşun başın arkasından olmak üzere,hayatı sonlanmıştır.

caddeler mumlarla taştı o gece.
bembeyaz bir gece gibi.
white la milk'in bütün ironisi de burada yattı.
birisi beyaz öbürü süt.
hangisi daha saftı ?
soru mu bu ?

filmden sonra günümüz eşcinsellerinin daha ! rahat olmasının sebebinin dünyanın bir ucundaki bir camera dükkanından çıktığını bilmek şaşırttı.aslında bütün bu hareketi harvey'e yıkmak doğru değil,tıpkı türk komünizmini deniz'e yüklemek gibi...

derin düşünceler sardı başımı yine birkaç gündür anlayacağın.ve aylardır kişisel iletimi süsleyen,gördüğümde enteresan bir enerjiyle dolduğum sözüyle bitireyim bu yazıyı.zira dağınık dağınık kalacak.

hope will never be silent !

gerçekten öyle değil mi?

hı?

22.11.09

İlahiBlogYazarıDelisin


yaklaşık 40 dakikadır bir siteyi incelemekteyim. açıkçası biraz daha üstüne düşünürsem kan beynime sıçrayacak.

üyesi olduğum bloxoo da bir başlıkta internet ve blog yazarları derneği adı altında bir kuruluştan bahsedilmekte. siteye tıklıyorsunuz.yerel gazete dizaynından beter bir dizayn. bu kadar keskin konuşmamın sebebi. genel bir isim kullanarak bir dernek kuruluyorsa ve bu oluşum amatör ruh profesyonel çalışma bilinciyle meydana getiriliyorsa en önemlisi bu yapıyı "gençler" meydana getiriyorsa diyeceğim odur ki. üzüldüm.

site içini gezmeye başladığınızda etkinlikler kısmında temmuz 2009 etkinliğine katılım durumu aktifliği zaten bir soru işareti.hemen ardından bunları yapanlar kim sorusu geldiği için yönetim kurulunu tıkladım ve orada genel başkandan başlayarak müthiş bir ego tatmini farkettim.hoş diğerleri için bir şey söylemem ayıp olabilir ama genel başkan için bunu acımasızca söyleyebilirim.küstahça bir yaklaşım söz konusu bence.en azından ben öyle idrak ettim.

üye olmak istediğimdeyse karşıma öyle bir form çıktı ki; anne kızlık soyadını istemiyorlar bir tek. ayrıca şöyle bir ifade de formda yer almakta" Tüzüğümüz gereği üyelerin ödemesi gereken 10 TL giriş bedeli ve 60 TL yıllık aidat bedelinin, yönetim kurulu kararı ile alınmamasına karar verilmiştir. Bu bedeller üyelerimizden talep edilmeyecektir. Yani derneğimize üyelik tamamen ücretsizdir. İsteyen üyelerimiz makbuz karşılığında derneğimize katkıda bulunabileceklerdir." lutfetmişler.

çalışma gruplarına dair bilgi yok hakkımızda kısmında dahi büyük puntolarla üç paragraflık bir açıklama meydana gelmekte.

demem o ki;
kendilerini tanıtmalarına ayıracakları özen kadar site tasarımına logolarına ,ki 90 dönemi sosyalist mecmualara ziyadesiyle benzemektedir, içerik dolgunluğuna,bu ne
"dernek" nasıl oluştuyu bilsek pek şık olurdu.


not : slogana ben hiç değinmiyorum bile !


netice itibariyle

misafirperverlik iyi değildi,yemekler soğuktu,çatal bıçaklar yanlış yerdeydi o yüzden *-2-*



gözüm daldı.


otobüste kafayı cama dayamak cesaret işidir.o dayama anından ve kafanın motorun titreşimiyle birleşmesi kopuş anıdır yoldan,izden.

bugün nasıl geçtiğine baktım,günümün.sonra dün,ondan önceki gün,daha öncesi,vs. sonra birden ilkokul günümü hatırladım.annem pantaloumu yakmıştı.ütüyü unutmuştu pantalonun sol bacağının üstünde,çünkü ablamın saçlarını örüyordu. yarım taytla gitmiştim okula.çok rencide ediciydi.şimdiyse gülüyorum.

sonra o vakitten bu vakite sınıf arkadaşlarımı,öğretmenlerimi,sınıf numaralarımı,hangi sıralarda kimlerle oturduğumu hatırlamaya çalıştım.hatırladım.

üniversite öncesine atladım sonra. 39 78deki anlamsız bakışları hissettim üstümde.sonra salak olmadığımı söyledim bir kez o zamanın kuşuna.şimdinin yuvasına.

girdim üniversiteye anıları sıraladım.eh dolu dolu sayılabilecek vakit geçirmişim.her zıkkımı yaptım ! diyebilirim.

asıl değinmek istediğim.ne kadar çabuk geçmiş oluyor her şey.vakit ne çabuk geçiyor demek değil bu. yani gülümsediğin anı oluyor o anki zor durumun, anlamsız dalık balık gözlerle bakıp kalıyorsun.yani o kadar kavram karmaşası içinde boğulmaya başlayınca ipin ucu kaçıyor.uçup gidiyor.sonra ara ara bugünkü yoğun sis gibi beklenmedik anda üstüne çöküveriyor. sonra

arka kapıyo açar mısın abi.kaptan arka kapı KAPTAAN ARKA KAPI. uyuma kardeşim sende. gözüm dalmış ne yapayım yani ! vınnnn

18.11.09

biri bir şey mi dedi ???

bu sınav yoğunluğundan,

birgün kapitalist birgün marksist olmaktan,

doğa bilimleriyle sosyal bilimleri yarıştırmaktan,

kıt kaynaklarla sonsuz işler yapmaktan,

endüstri devrimini her sene sil baştan görmekten,

arkadaşlarımdan uzak kalmaktan,

hocaların soluk benizli,ifadesiz suratlarından,

kafasını sürekli sallayan manasız insanlar hergün görmekten,

önümdeki kızdan 0.5 uç istemekten,

istediğim gibi duş alamamaktan,

lahmacun yemekten,

bana gelecek hayallerimin sorulmasından,

insanların not dilenmesinden,

iett'ye zam gelmesinden,




BIKTIM ÇOK!!!

14.11.09

AKPil mi AKBİL mi ?

çok gerginim sayın okuyan. çok çok...

öncelikle ben metrobüs hattını istemedim.oldu ve müthiş işime yaradı fakat öğrenci olmama rağmen metrobüs benden tam kişi parası aldı,alıyor,vs. hep merak ettim öğrenciler metrobüs kullanmasın diye neden bu çaba ? yetmedi yapacağınız aktarma metrobüsle olacaksanız yarı fiyata değil yine tam fiyata aktarma yapmaktasınız. buna HİÇ anlam veremedim. hani madem bu kadar lüks ve özel yolculara göre yapılan bir taşıma sistemi neden klima çalışmıyor,neden metrobüs çi kokuyor,neden barlar vıcık vıcık yağla kaplı neden gece yarısından sonra seferler EKSTRA azaltılıyor ? lüks sevenler her saat gezer neticede !!

az önce izlediğim bir haberdeyse beynimden vurulmuşa döndüm.

metrobüs fiyatları 2TL yapıldı.aktarma her zamanki gibi YOK. mavi akbilde 1birim düşeceğine 2 birim düşecek! sokayım böyle hizmete.

ayrıca mavi akbilde 200 basım 160a indirilmiş,
1.5tl olan yetişkin tarife 2tl ye çıkartılmış,
aktarma yetişkinlerde 1tl olmuş,



açıkçası aylık,mavi,akbil kullanan birisi olarak bana 200 basım hakkı anca yetmekteydi ortalama 70 180 basım yapan ben madur değil miyim ?sorarım !

lanet olsun !
kınıyorum
KIN
nokta
.

13.11.09

kahve fincanı meme

geçtiğimiz günlerde televizyonda talihsiz anlar yaşanmış. ve çok uzun aradan sonra rtük müstehcenlik cezası vererek ece erken'in sunduğu mavi şeker isimli programı fiili şekilde uyarmış.
uyarının sebebi yayınlanan bir klibin şarkı sözünün "yerim senin memelerini kahve fincanı gibi,ıhhh ohh mmmm o ye" diye bir bölüm içermesi. açıkçası çok çok çelişkili bir ifade bu.
meme yemek evet teknik olarak erkeği cezbeden bir durumdur.örnek için bkz: "koynunda memeleri erik dikeni gibi,açılmış saçılmışsın deniz yelkeni gibi-mustafa topaloğlu"ama abazan bir ifadedir.hukuki olarak ben burada tavuktan bahsediyorum diyerek işin içinden sıyrılabilir belki amcam fakat problem tavugun (chicks) erotik bir unsur olması ... bkz: şu pilici götürsem var yaaa...
ama benim kafamı karıştıran teşbih çabası. keza bir iki gündür düşünmekteyim kahve fincanı gibi meme nasıl olur.kahve fincanını hayal edip kadın figürünün üstüne koyduğumda çok çekici bir atmosfer olmuyor açıkçası ya da senin memelerini yerim kahve fincanını yediğim gibi bir anlam çıkmaktadır ki bu şarkının sahibinin ağır bir problemi olduğu belirtisidir.çünkü bildiğim kadarıyla günümüzde kahve fincanı yenmemekte.evet bazı ilginç amcalar tadına bakmıyor değil ama onlar da reality show kapsamında burslu vatandaş statüsündeler.

bir de o ıhhh ohhh uhhh o ye, kısmı bence hiç çekici değil ama bu hemen hemen her şarkının bünyesinde barındırma zorunluluğunu hissettiği sevişme nidaları! bak sevişirken deliler gibi inliyoruz imajı.diğer bir yaklaşımla bu seslerle azdıysanız sevişirken benim şarkımı dinleyin o zaman görün mesajı iletmesi.

şarkıyı dinlemedim olay esnasında izleyicisi değildim fakat tahmin ettiğim meme kısmı değil rahatsız eden abaza ıh oh yeh lerdir. zira ezelden beri meme figürü bizler için kutsal olup rtük affındadır.

ama nasıl bir profesyonelsizliktir ki, tüm ekibin gözünden kaçıp yayın akışına dahil olabilmiştir.unutmamalıdır ki cernobil de böyle bir durumdan çok canlar yakmıştır.ben derim ki ucuz atlattık.hoş televizyoncuların çoğunluğunun radyoaktiviteye ihtiyacı olmadığını düşünmekteyim.yeterince mutantlar.

demem odur ki;

hiç şık değil !

orijinal haber için al efendi burdan YAK

11.11.09

bugün ne öğrenmişim 3

aslında bugünlerde ne öğrenmişim olacak.keza sınav dönemindeyim ve bir sürü şey öğreniyorum pofs.

- avokado'nun maya dilinde testis anlamına geldiğini.sebebi tek değil çift olarak yetişmesi ve simetrik değil asimetrik şekilde yanyana oluşuymuş.
- insanların yalan söylerken gözbebekleri büyümüyorsa ağır sosyopatinin pençesindedir.
-heran yalan makinesine dönüşebileceğimizi.ve bir mitoman olarak addedilebileceğimizi.
-burak kut vakti zamanda sarah brightman'la konser vermiş.
-i am about to =i am going to
-marifet iltifata tabidir.
-ölmeliyiz fakat doğru zamanda.
-
gerçekten kopya çekme konusunda alışkanlık sahibi olduğumu.
-58 dakika uykunun insanların sinirlerini bozabilip bütün gün kahkaha içinde kalabileceğini.
-godsy'nin maaş yerine nefes aldığını
-10 kasım'ların artık şova dönüştürüldüğünü.üzüldüğünü.
-şarkılar problemli insanlar içindir.
-3gün lahmacun yiyerek 3kilo verilebileceğini
-borçlar kanunun 7. maddesi 3.bent i gereği bir mağazada bir ürün başka ürün skalasının arasına karıştıysa ve bu ürün diğerlerinden pahalıysa skalanın fiyatı geçerlidir. (güven zararı maddesi)
-bu bloga karşı aşırı bir sempati beslediğini

öğrendi levdumas.yani ben.

9.11.09

bir internet kafenin anatomisi.


dayanamadım.kafam almadı hukuk falan.kaldığım öğrenci evinde internet yok.çünkü disiplinli çalışkanlar.argosunu söylemeye hacet yok. indim hemen altlarındaki internet kafeye.bir süredir fink atıyorum fakat şimdi dikkatimi çeken ne kadar enteresan tipler var 20m2 bir alanda.

getirgötür işlerini yapan eleman.doğulu aksandan da belli.bıçkın mı bıçkın.iki yanımda oturan patronun metresine yavşıyor ufaktan.cilveli cilveli konuşuyor.yardım ediyor.buranın ağası şimdi benim edasında omuza el atıyor.

karşımda bir hayat kadını slav dillerinden birini konuşuyor skype programıyla.rusça değil dil başka.garip bir dil.

yanımda abaza adam hafiften yaklaştı ekrana camfrog girişi deniyordu en son.sanırım istediğini aldı :)

birde etrafın çalışanları var.işçiler.kimisi sevgilisiyle msn de kamera mikrofon son teknoloji hasret gideriyor.kimisiyse kasıklarının fırtınasını dindirmek için tek el klavye kullanma çabasında.

birde turist girdi içeri.kimse ingilizce bilmiyor.adama boş sandalye yokmuş dedim diye bana beyin muamelesi yapıyorlar.mutlu muyum evet.zira 1 liralık hesabım şuan 1,75liralık eşdeğer süreye uzatıldı.ve bıçkın geldi ki abi sen bizdensin.ikramımız say.uzattığı kolonyayı da aldım zevkle sürermiş gibi yaptım.seviyorum bu zihniyetimizi.bana çok türk geliyor.bize has.

birde counter strike delisiçocuklar var.baktım içlerinden biri dikkatimi çekti.kırpmıyor gözlerini.hissediyor.işte bir hasta daha yetişiyor dedim içimden.hala diyorum.bak; işte bir hasta daha yetişiyor.

bunaltı munaltı kalmadı.arada geleyim bu internet kafeye.
mavi jeans reklamı gibi olsun istedim sonu.

eee burası aksaray.

8.11.09

VİZE almaya gittim geleceğim


Sanki çok takipçim varmış gibi şunları yazmak istedim.

sevgili okurlar bu lanet vizelerden ötürü sizlerle bir süre görüşemeyeceğiz.ama geri döndüğümde birlikte seyrekzamanlar fırtınasını estirmeye devam edeceğiz :)

ah ahh

yine vize haftaları.yine bavul tıklım tıklım.zeki ve çalışkan arkadaşa haftalık kalmaya gidilmektedir.niye sınavları onsuz veremez bu kaz kafa. vize sevmiyorum ben.bütünleme en güzeli.adrenalini daha bol.

arada denk gelip okursanız. bana endüstriyel demokrasi adındaki enteresan ders için başarı,şans dileyin reiki ,pozitif enerji gönderin, karma falan bikaç bişi söyleyin.dua da edebilirsiniz pek tabii.

bunu yaptıktan sonra ;
09.11.2009 endüstriyel demokrasi 13:30
10.11.2009 bireysel iş hukuku saat 13:30
11.11.2009 uluslararası sosyal siyaset ve kuruluşlar 09:30
13.11.2009 ücret teorileri ve para politikası 11:30
17.11.2009 mesleki ingilizce 13:30

18.11.2009 işçi sağlığı ve güvenliği 09:30
18.11.2009 kamu maliyesi 15:30

19.11.2009 türkiye'de çalışma ilişkileri tarihi 15:30

20.11.2009 istatistik 11:30

20.11.2009 çalışma sosyolojisi 15:30

tarihi ve saati belirtilmiş derslerim içinde bilimum bu şeyleri eylerseniz sevinirim.

AİLE İÇİ ŞİDDETE SON



DİKKATE ALIN LÜTFEN !!!



ben bugün ne öğrendim 2

* had bilmek ciddi bir erdem olmuş
* bir çift insan zamanıma ne kadar değer katmışlar.
* aç karnına çay sigara mide bulantısı yapabilir. (daha önce biliyordum ama tatbik ettik )
*çok gittiğin mekanlarda müessese ikramı adamı inceden mutlu ettiğini.
*domates çorbasının terbiyesi ve meyhanesi nasıl yapılır.
* abd de bulunan new england mahalini gerçekten ingiltere'li insanların oluşturduğunu.
*vizeler için bir gün öncesi çalışmanın hata olduğunu.(YİNE)
*kısır gaz yapar.
*bir de sakınan göze çöp batar.(vallahi fiili olarak öğrendim)

Евгений Викторович Плющенко


açıkçası bizi ekran başına kitleyen,rus ekolünü dibine kadar hissettiren,yüzümü kara çıkarmayan birinden bahsetmekten zevk duymaktayım.

buzların efendi kişisi evgeni pluşenko.

kendisi minicikken farkını belli ettirip.ilk antrenörü tarafından aleksi mishin e götürülmüş ve buz terzisi olan mishin iyice yoğurmuş ve bugünkü şaheseri ortaya çıkarmıştır.

bizim evgeni çocukluğunu acılar içinde geçirip adeta bir "türk" edasında başarı grafiği göstermiştir.tek fark hala ben oldum! dememiştir.1995-2006 arasında bir çok başarıya imza atan bu kişi ciddi bir sakatlık geçirip kendi evinde yapılan dünya şampiyonasından sonra pistlerden çekilmiştir. ama sevinerek söylemekteyim ki bu kış yine bir fırtına esecektir.ve aleni bir şekilde görülmektedir ki evgeni patlamaya hazır bir bomba kıvamında.
yine yeni ekol kemanistlerden edvin marton ile ne harikalar çıkaracak çok merak etmekteyim.
çok doldum.çokbu arada edvin'de rus ekolü sembolüdür.(stradi'sinin olması da cabası.)
kısa keseyim.
mutlu oldum.kardeşim olsa bu kadar sevinmezdim .
helal olsun.

detayli düzgün ifadeli bilgi için alın burdan yakın
birde ararken ne buldum. bir de burdan yak

Cup of Russia Rostelecom uluslararası artistik patinaj yarışmasında da birinci olarak beni heyecana sevketmiştir. sevinirim.

4.11.09

bugün ne öğrenmişim.

nobody,but Shakespear coould had written this poem : Bunu şekspirden başaksı yazamaz demek.Bu bir ingilizce kalıpmış.

16-17. yüzyıllarda Avrupa halk kültüründe üç tip kötü adam var.
1-Yahudi : İsa'yı çarmıha gerdikleri için
2-Türk: Avrupa'nın anasını dürttükleri için
3-Tüccar: Protestan ahlakı,püriten zihniyet, gereğince faizle iş yapmak,daha doğrusu sermaye birikimini çıkarlar doğrultusunda belirlemek ayıp günah şeyler .ayrıca hristiyanların kanaatkarlığına ters olan bir durumdur,tüccarlık.

i lernt it from horse mouth : bu haberi sağlam kaynaklardan öğrendim anlamına gelen ingilizce deyimin tarihçesi şudur.Kral 4ana yöne ulak gönderir ne var ne yok öğrensin diye.ulaklar ortalama iki üç hafta sonra dönerler ve yeni havadisleri krala bildirirler.bu rutinden sıkılan ulakların bir kısmısı gideceği doğrultudaki yol üstündeki hanların birinde konaklar ve konuklardan olanı biteni kulak ucuyla dinler biricik krala anlatır her şeyi.günlerden bir gün kral bu kadar bilgiyi bu kadar hızlı nasıl öğrendiğini merak eder ve atların dişlerini kontrol eder.uzun süreli yolculuklarda atların dişetleri koşum yüzünden zedelenmektedir fakat kral bu zedeleri bulamaz ve günümüzde evrilerek deyim bu halini alır. açıkçası saçma olacak kadar ilginç.

sanayi devrimi aslında yapısal olarak ilk hollandada tekstil sektöründe görülmüştür.

başbakan recep t. erdoğan'ın domuz gribi aşısı olmayacağını.

alesekond dönüş dediğim şeyin orjinalinde tour en second olduğunu.

...

öğrendim bugün.

farkettim ki.

herkes
ben farklılığa açığım,mesela benim gay arkadaşım var,
aramızda kalsın ama,
unutamıyorum,
bi sigara versene,
sanane,
hahaaaayt,
benimde blogum var,
nerdeydin dün akşam ,
başım ağrıyor,
aq,
babam iflas etti,
kitabın kapağını bile açmadım,
param yok,
keman kursuna gidiyorum,
fransızcaya başladım,
küçükken bende bale yaptım,
fotoğraf ekledim gördün mü,
şu kız/çocuk ne tatlı yaa,
ders içimi baydı,
gerizekalı o yaaa,

der olmuş.

ayrıca herkes ayda en az 4kitap okuyup;tiyatro,sinema,sergi gezer olmuş.
herkesin Danasının Damı.

saygılarımla

seyrekzamanlar.

30.10.09

bir türk hırsı : eurovision


bütün bir yıl içerisinde ne çok önemsediğim yarışma eurovision.

"artık önemini kaybetti.her ülke komşusuna oy veriyor.oylama sistemi adil değil." gibi serzenişlerde bulunulsada benim için hala deli bir fanatiklik uyandıran bir yarışma, kendisi.

burada eurovision'un oluşum sürecine,tarihçesine, değinmeyeceğim. merak edenler olursa buyrun size bir tık. eurovision tık'ı.

asıl olarak değinmek istediğim durum eurovision'dan kimler geldi kimler geçti demek.

yıl 1995 şarkı komşu yunanistan'dan. sanatçı Elina Konstantopoulou , şarkı - Pi Prosefchi.
sonuç:10. açıkçası bu şarkı için bu sıralama şahsım adına yanlış.en azından ilk 6.


yıl 2004 şarkı Makedonya'dan.sanatçı Zeljko Joksimovic , şarkı Lane Moje. Sertab Erener'in de bulunduğu Makedonya eurovision seçmelerinde büyük ölçüde dikkat çekmiştir.Nitekim sonuç : 2

yıl 1995 şarkı Noveç'ten. sanatçı Secret Garden, şarkı Nocturne.Şarkı efsane yaratmıştır.Sonuç:1

yıl 1973 şarkı Lüksemburg'dan.sanatçı efsane haline gelmiş Anne Marie David ,şarkı yine bir efsane tu te reconnaitras.şarkı aynı zamanda ,70'lerin yabancı müzik üzerine türkçe söz yazma furyasında , Nilüfer tarafından Göreceksin Kendini ismiyle yorumlanıp türkçe sözlü hafif batı müziği tarihine kendini altın harflerle yazdırmıştır.

yıl 1990 şarkı İspanya'dan.sanatçı azucar moreno, şarkı bandido.Hak yenmiştir.Kaliteli şarkıdır.Sonuç:5

yıl 1965 şarkı yine Lüksemburg'dan.sanatçı France Gall,şarkı poupée de cire, poupée de son.Hakedilen olmuştur ve sonuç :1
yıl 1968
şarkı İspanya'dan.Şu sıralar adını duyamadığımız ispanya bir tarih yaratır.sanatçı Massiel,şarkı la la la.Sonuç:1

yıl 1972 şarkı yine yeniden Lüksemburg'dan.Döktürmüş lüksemburg.sanatçı vicky leandros,şarkı après toi.Sonuç:1

yıl 1971 şarkımız Monaco'dan.ah ne şarkıdır o.sanatçı sèverine, şarkımız un banc, un arbre, un rue.tabi ki sonuç :1

aslında daha ne efsaneler var fakat geçtiğimiz yıla gelmek istiyorum.2009 eurovision kaliteli şarkılara ev sahipliği yaptı. İsveç'ten La voix,Ermenistan'dan Jan Jan,Izlanda'dan Is It True,Fransa'dan Patricia Kaas'ın harcanan şarkısı et s'll fallait le faire,Norveç Fairytale,Bosna Hersek bistra voda MUTLAKA dinlenmesi gereken şarkılardır.

ama tende yara olan iki türk şarkısı vardır ki ÇOK az bilinir eurovision tarihinde. 1980 elemelerinde diva ajda pekkan petr'oil ile birlikte iki şarkı daha sunmuştur ve o iki şarkıdan biri bir dünya ver bana'dır.ah nasıl şarkıdır.seçilseydi ilk 10.maalesef ki yine tarih yazmış petr'oil ile yarıştık.harcanmışlık mevcut burda.kızarım.

ikinci şarkımız 1990 elemelerinden.Sertab Erener sözlerini aysel gürel'in yazdığı bestesini uğur başar'ın yaptığı Sen Benimlesin isimli şarkıyla yarışa katılır ama maalesefki tarih olur.Yitip gitmiştir.oysa ki sertab'ın kariyeri daha başka olabilirdi.yazık.

muhabbet uzar.sıkmayayım efendim.ara ara değineceğim bu durumlara.

28.10.09

seyrekzamanlar başlar...







hayatımda yaptığım en büyük yenilik.
geçmişten kopup ona dönmek.

yıl 2005, mevsim yaz.birkaç şiir.mayhoş zevkler.kaybedişler.tipik ergen yılı.
yıl 2006,mevsim kış.çukurcuma.ritmocaliente.rastgele bir sayfa.mayhoş zevklerden çıkan bir şiir.düşler ve seyrekzamanlar.kaybedip.kazanmacalar.değişim evresi.

sonrası da var tabiki fakat o zamandan bu zamana özde durum seyrekzamanlar.tende levdumas'ken özde seyrekzamanlar demeli buna sanırım.

hoşgeldim.hoşbuldum.
eğildimm öptüm birkez daha ellerinden.
seni hatırlamak gülümsetiyor artık beni.
yeşil domuz,bal çocuktan sevgiler :)